Wednesday, March 14, 2007

EVRENSEL



14/03/2007 Bülent Falakaoğlu

Patronlar gözünü işsizlik parasına dikti


Kendi iradeleri dışında işsiz kalanlara belli bir süre gelir sağlamayı ve bu kişilerin yeniden iş bulabilmeleri için meslek eğitimi almalarını öngören İşsizlik Sigortası Fonu’nda muazzam bir para birikti. Fonda biriken yaklaşık 21 milyon YTL (21 katrilyon TL), sermayenin iştahını kabartıyor. Patronlar, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Ekonomi Şûrası’nda bu taleplerini açıktan dile getirdiler. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “1 Nisan 2007’den başlamak üzere 2 yıl süreyle tüm Türkiye’de her ilave istihdam artışında, tüm sosyal güvenlik primi, işsizlik sigortası fon kaynağından karşılanmalı” dedi. Hisarcıklıoğlu bu talebini “istihdam yaratmak” gerekçesine dayandırdı. Bu uygulamayla 1 milyon kişiye iş sağlanabileceğini iddia etti. Sosyal dayanışmayı ve istihdamı koruyacak bir rol üstlenmesi gereken fondan yararlananların sayısı, Türkiye’de işsizlik sigortasından yararlanma koşullarının ağır ve kayıt dışı çalışmanın yaygın olması nedeniyle bir hayli az. İşsiz kalanların sayısındaki artışa rağmen işsizlik sigortasından yararlananların sınırlı kalması, fonda para birikmesine yol açıyor. Türkiye’de işsizlik sigortasından yararlanma oranları yüzde 4’lerdeyken Avrupa’da bu oran yüzde 25-70’ler arasında değişiyor. Dünya Bankası’nın “İşgücü Piyasası” raporu, bu alanda kötü şöhrete sahip Güney Kore’de bile tazminattan yararlanan işsizlerin payının yüzde 14 olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye’de ise fonun büyümesi, olumlu bir güvence sayılabilecekken işsizlerin yararlanamamasından dolayı sermayenin gözünü diktiği bir kaynağa dönüşüyor. Sanayi fonu değil TOBB’un ‘’1 Nisan 2007’den başlamak üzere, 2 yıl süre ile tüm Türkiye’de her ilave istihdam artışında, tüm sosyal güvenlik priminin fon kaynağından karşılanması’’ önerisinin kabul edilemez olduğunu ifade eden Türk-İş Genel Başkanı Salih Kılıç, şöyle konuştu: ‘’Bu sanayi, sosyal vakıf fonu değildir. Bu nedenle fonda biriken paraların hukuken herhangi bir yere götürülmesi mümkün değildir. Böyle bir önerinin, İş-Kur Yönetim Kurulu’ndan geçirilmesi de mümkün değildir. Böyle bir şeyde ısrar edilecekse başka arayışlara girilmelidir. İşçilerin birikimlerine kimse göz dikmesin. Buna ‘evet’ demeyiz.’’ Türkiye İş Kurumu (İş-Kur) Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Hüseyin Kayabaşı da TOBB’un, İşsizlik Sigortası Fonu’na ilişkin önerisine tepki gösterdi. Kayabaşı, ‘’Geçmişte kimi fonların akıbetinin ne olduğunu hepimiz biliyoruz. İşverenler, birikmiş paraya bakıp buna göz dikmemeli’’ diye konuştu. İş-Kur’un, istihdamın planlanması konusunda uzun vadeli, çok önemli görevler üstlendiğini ve henüz yolun başında olduğunu vurgulayan Kayabaşı, TOBB’un önerisinin, ‘’çocuğun doğmadan öldürülmesi’’ anlamına geleceğini ifade etti. Bu tür arayışları ‘’yanlış’’ olarak nitelendiren Kayabaşı, bunun yerine İş-Kur’un desteklenerek AB ülkelerindeki benzer kurumların sahip olduğu özelliklerle donatılması için gayret gösterilmesi gerektiğini kaydetti. Amaç dışı kullanım tartışması Çalışma Bakanı Murat Başesgioğlu geçmişteki bir açıklamasında, “Biriken para 20 katrilyon ama keşke 200 katrilyon olsa. Yeni yeni açılımlar getiriyoruz. İşletmelere bu fondan yardım ettik” diyerek fonun, kuruluş amacı dışında farklı amaçlarla kullanıldığını belirtmişti. Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun da 2006 Haziran ayında yaptığı bir açıklamada, fondaki kaynağın KOBİ’lere kullandırılmasına yönelik olarak Çalışma Bakanlığı ile bir çalışma içinde olduklarını açıklamıştı. Fonda biriken para, kamu varlığı kabul edildiğinden fon miktarı, devletin borcundan düşülüyor. Brüt borç ile net borç arasındaki on puanlık farkın neredeyse yarısı, işsizlerin biriken paralarından kaynaklanıyor. Diğer bir ifadeyle, işsizlerin parasıyla Maastricht fiyakası atılıyor. İşçiler ve işçi sendikaları ise bir an önce işsizlik sigortasının kapsamının genişletilmesini ve yararlanma koşullarının kolaylaştırılmasını talep ediyor. (İstanbul/EVRENSEL)
Zengin fonun fakir işsizleri Prof. Dr. Müjdat Şakar (Marmara Üniversitesi İİBF Öğretim Üyesi): Fonda büyük paralar dururken ve işsizlik çığ gibi artarken ödenek alma şartlarının ağırlığı yüzünden işsizlik sigortası işe yaramamaktadır. Şartlar hafifletilmeli ve ödenek miktarının artırılması yoluna gidilmelidir. İşsizlik oranı azaltılmadan kurulan bir işsizlik sigortası, hayal kırıklığından başka bir netice doğurmamıştır. Öte yandan olumsuz şartlar altında kurulan işsizlik sigortası, sosyal açıdan kendi içinde çelişkiler doğurmaktadır. Çünkü çalışanların tamamı ve işsiz durumda bulunan, işgücü kapsamına alınmadı. Oysa ülkemizde önemli oranda yapısal bir işsizlik mevcuttur. Sosyal adalet açısından bu işsiz kitlesinin de işsizlik sigortasından yararlanması gerekir.
Amaç ekonomiyi finanse etmek değil Prof. Dr. Yusuf Alper (Uludağ Üniversitesi İİBF Öğretim Üyesi): İşsizlik sigortası, özellikle sendikalar başta olmak üzere kamuoyunun, getirilen düzenlemelere karşı tepkisini azaltmaya yönelik olarak siyasi literatürde ‘havuç politikası’ olarak bilinen bir politika sonucunda tasarıda yer aldı. İşsizlik sigortasının kurulma zamanı bakımından fazla etkisi olmayan iktisadi faktörler, işsizlik sigortasının sosyal amaçlarını geri plana itecek kadar etkili olmuştur. Sistemin kurgusu yapılırken gelirleri yüksek, giderleri ise olabildiğince düşük tutulmaya yönelik düzenlemeler yapılmış, fonun açık vermesi tehlikesine karşı tedbir alınmaya çalışılmıştır. Bu amaçla pirim oranları yüksek tutulmuş, faydalanma şartları ağırlaştırılmıştır. Türkiye’de işsizlik sigortası primleri, ekonominin önemli tasarruf kaynağı olmuş ve ekonomik krizleri finanse etmiştir. 2006 itibariyle fonun toplam varlığı 21.2 milyar YTL’ye çıkmıştır, yani 2006 yılı bütçesinin yüzde 12’sine denk bir büyüklüğe ulaşmıştır. Bir başka ifade ile fon varlığı, 2006 yılı itibariyle gerçekleşen Gayri Safi Milli Hasıla’nın yüzde 4’üne yakın bir büyüklüğe erişmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki işsizlik sigortasının öncelikli amacı, ekonomiyi finanse etmek değildir.

No comments: